Yönetsel İşin Doğası

Kütüphanemden Seçmeler 3

Altı yaşında bir çocukken küçük bir fabrikada müdür olan babasının gerçekte ne iş yaptığını merak eden Henry Mintzberg, 21 yıl sonra bu konuyu doktora çalışmasında bilimsel olarak araştırmaya karar veriyor ve 1968 yılında MIT’de tamamladığı doktora tezinde yöneticilerin gerçekte ne yaptığını anlamaya ve anlatmaya çalışıyor. Tezinde, etkili yöneticilerin neler yapması gerektiğini söyleyen diğer yönetim araştırmacılarından ve yazarlardan farklı bir yaklaşım sergileyen Mintzberg 1973 yılında da çalışmasının bulgularını “The Nature of Managerial Work” isimli kitabında ortaya koyuyor..

Mintzberg, giriş bölümünde, kitabının baştan sona yöneticiler, yönetim öğrencileri, şirket çalışanları, yönetim üzerinde araştırma yapanlar ve eğitim verenler tarafından okunabilir olmasını amaçladığını ifade etmektedir. Bir yönetim kitabının hem sıradan insanlar için açık ve hem de akademisyenler için akılcı olmaması için bir neden göremediğini belirtmektedir.

Okumaya devam et
Yönetim içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Japon Yönetim Sanatı

Kütüphanemden Seçmeler 2

1970’lerin sonlarında Batılı şirketler, Japon şirketlerinin olağan üstü başarılarını fark etmeye başladılar. Çelik, gemi inşa, saat, fotoğraf makineleri, otomobil ve elektronik gibi bir­çok sektörde Japonlar, Amerikalı ve Avrupalı şirketleri ardı ardına geçiyor, pazarlarda onlara açıkça meydan okuyorlardı.

1980’lerde Japon şirketlerinin rekabetçi üstünlüğü ABD şirketleri için ciddi bir endişe kaynağı olmuş; şirketlerde, üniversitelerde, danışmanlık firmalarında, televizyonlarda, seminerlerde Japon başarısı araştırmaların ve tartışmaların odak noktasını oluşturmuştur. İşçilik ve sermaye maliyetlerinden toplam kalite yaklaşımına, hükümetin modernleşme teşviklerinden ülkenin silahsızlandırılmış olmasına kadar değişen birçok nedenden söz edilmiştir.

Bu açıklamaların hemen hepsinde gerçek payı bulun­sa da bunların hiçbiri Japon şirketlerinin başarısını tam olarak açıklamıyordu. Hemen her neden için öne sürülebilecek karşı görüşler vardı.

Okumaya devam et
Uncategorized içinde yayınlandı | , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

CHEAPER BY THE DOZEN

Kütüphanemden Seçmeler 1

Üniversite yıllarımda ailemle Cağaloğlu semtinde oturuyorduk. Beyazıt’a, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesindeki derslerime yürüyerek gidip gelirdim. Nuru Osmaniye Caddesi boyunca yürüyüp Kapalı Çarşı içinden geçerek Sahaflar Çarşısına çıkardım. Hem gidişte hem dönüşte burası benim durup, dakikalarca tezgahlar arasında dolaştığım, eski kitaplara dokunduğum, kokusunu içime çektiğim bir yerdi.

Sahaflar Çarşısı, o günlerde, eski ve okunmuş kitapların, gerçek sahaf tezgahlarında sergilendiği kutsal bir mekandı. Buradan, eve çok kitap, dergi, çizgi roman taşıdım. Özellikle, İngilizce öğrenmeme faydası olması için basit dille yazılmış kitapları ve satılmadığı için kapağın üstü kesilip sahaflara getirilmiş dergileri ve çizgi romanları alıyordum.

Yan yana, üst üste yığılmış kitaplar arasından seçip aldığım kırmızı kapaklı bir kitap, Frank ve Lillian Gilberth’i ve 12 çocuğunu eğlenceli bir dille anlatıyordu. Özellikle, İngilizce yeni sözcükler öğrenme amacıyla keyifle okuduğumu hatırlıyorum. Bu kitabın, klasik yönetim biliminin öncülerinden olan ve süreç analizi ve süreç iyileştirme çalışmalarını başlatan Gilberth ailesinin öyküsü olduğunu, o günlerde şüphesiz bilmiyordum.

Okumaya devam et
Uncategorized içinde yayınlandı | , , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Şirketlerde Zor İnsanlarla Baş Etmek

İş yaşamında çalışanların performansını yönetmek ve geliştirmek yöneticinin işinin temel bir parçasıdır. Bu işin zor kısmı, kendisinden beklenen performans düzeyini karşılamayan ve çeşitli sorunlar yaratan insanlarla uğraşmaktır.

Düşük performansla çalışan ve zorluk çıkaran insanlar büyük olasılıkla art niyetli değillerdir, önyargılı bir biçimde, kötü insanlar olarak nitelendirilmemeleri gerekir. Onlar; şikâyet ederek, tembellik yaparak, zaman çalarak ve bazen de zarar verici davranışlarda bulunarak mutsuz ve umutsuz olduklarını dışa vurmaktadırlar. Zor insanlar, belki de iş ortamında kendilerini istedikleri gibi ifade edemeyen, varlıklarının ve değerlerinin fark edilmediğini düşünen, işe yaramadıkları duygusuna kapılan, hayal kırıklıkları yaşayan çalışanlardır. Amaç ve yön konusunda yeterince bilgilendirilmedikleri için çok çalıştıklarını düşünen, ancak akıntıya karşı kürek çekmekte olduklarını fark edemeyen insanlar da olabilirler. Bu insanların şirkete bağlı, özveriyle çalışan ve gelecek için umut veren üretken ve yaratıcı insanlar olma olasılıkları her zaman vardır.

Zor insanlar, davranışlarının iş ortamında yarattığı sorunların niteliğine ve zorluk derecelerine göre; yeni, tutarsız, dengesiz, ortalama, marjinal ve tahammül edilemez çalışanlar şeklinde altı başlık altında gruplandırılabilir.

Okumaya devam et
Yönetim, İnsan Kaynakları içinde yayınlandı | , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Başarıyı Sağlayan Duygular

Başarılı insanların dikkat çeken bir özelliği özgüvenli ve iyimser olmalarıdır. Onlar, sorunları çözeceklerine ve başarılı olacaklarına inanırlar. Eğer karar verirlerse, her şeyi yapabilecekleri konusunda kendilerine güvenirler. Ne kadar zor olursa olsun önlerine çıkabilecek engelleri aşabileceklerini düşünürler. Kapasiteleri ve yetkinlikleri ile ilgili içselleştirilmiş bir özgüvene ve iyimserliğe sahiplerdir; amaç, güven, inanç ve gurur gibi güçlü duyguları vardır.

Amaç duygusu: Başarılı insanlar, amaç ve hedeflerini açık ve net biçimde ifade eden cümleleri kurarlar ve kendilerini taahhüt altına sokarlar. Amaca odaklanmış olmaları, onları başarılı, yenilikçi ve kalıcı olarak gösterir. Bu, içeriden ve dışarıdan daha iyi olmaları yönünde bir baskının doğmasına neden olur. Onlar, baskılardan rahatsız olmazlar, tam tersine kendilerini daha sıkı çalışmaya zorladığı için uyarıcı ve yararlı olduğuna inanırlar. Farklı düşünmelerini ve kendilerini iyileştirmelerini sağlayacak sağlıklı bir

Okumaya devam et
Kişisel Gelişim, Yönetim içinde yayınlandı | , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

İnisiyatif Kullanma ve Risk Alma

Motivasyonu yüksek çalışanların davranış özelliklerinden biri inisiyatif almalarıdır. Onlar, kendilerini ücretle çalışan elemanlar olarak değil, işin sahipleri olarak görürler. Böyle bir davranış kendiliğinden olmaz. İkna etmek için aklını kullanan ve inisiyatif almanın kültürün bir parçası olarak görüldüğü ve ödüllendirildiği bir ortamı yaratan bir liderin rol model oluşturması ve ilham vermesiyle gerçekleşir. Bunun için, liderin öncü kimliğiyle, kararlarında ve eylemlerinde bazı riskleri göze alması, bunun sorumluluğunu kabullenmesi ve bu konuda kararlılık göstermesi gerekir.

Başlatmak her zaman daha fazla güç gerektirir: Fizikte bilinen bir kural duran bir nesnenin üzerine bir güç uygulanmadığı sürece hareket etmeyeceğidir. Duran bir cismi hareket ettirmek, hareket halindeki bir cismin hareketini devam ettirmekten daha fazla güç kullanımını gerektirir. Bu, bir arabanın ilk hareket ettiğinde daha fazla yakıt harcamasına ya da bir su tulumbasının ilk suyu çekinceye kadar daha fazla güç gerektirmesine benzetilebilir.

Okumaya devam et
liderlik, Yönetim içinde yayınlandı | , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Kriz Dönemlerinde Yönetim

Olağanüstü doğa olaylarından kaynaklanan afetler dışında kalan tüm çevresel sorunlar, endüstriyel kazalar, sosyal ve siyasal bunalımlar, ekonomik dar boğazlar, teknolojik sorunlar ve benzerleri çok büyük oranda öngörülebilir ve önlenebilir durumlardır. Bu tür durumların şirketlerde ya da ülke düzeyinde krizlere yol açması yönetim hatalarının ve yöneticilerin yetersizliklerinin sonucudur. Yöneticilerin ilgisizliği ve bilgisizliği, ileri görüşlü olmaması, planlama alışkanlıklarının bulunmaması ve bütün bunlardan daha önemlisi sorumluluk duygusundan ve etik anlayıştan yoksun olmaları çoğu krizlerin ana nedenlerini oluşturmaktadır. Öngörme ve önleme mekanizmalarının yetersiz kalması nedeniyle yaşanan gerilim dönemleri ve panik anları kriz olarak nitelendirilir.

Okumaya devam et
Yönetim içinde yayınlandı | , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Yönetici Geliştirme

Yönetici geliştirme, genç yöneticilerin yeteneklerinin, kapasitelerinin ve performanslarının yönetsel beceri eğitimlerinin verilmesi ve gerçek iş deneyimlerinin kazandırılması yoluyla geliştirildiği sistematik bir büyüme sürecidir.

Şirketler, gelecekte üst yönetim görevlerine getirmeyi düşündükleri genç yöneticilerin iyi bir şekilde yetişmelerini ve görevlendirildiklerinde eyleme geçmeye hazır ve istekli olmalarını isterler. Eğer ilk seçimler doğru yapılmış, bireysel yönetici geliştirme programları iyi organize edilmiş ve genç yöneticiler yeterince motive edilmiş ise yapılacak atamalar ve yükseltmeler, şirketin gelecekteki nitelikli yönetici ihtiyacını karşılamaya yeterli olacaktır.

Okumaya devam et
Kişisel Gelişim, Yönetim, İnsan Kaynakları içinde yayınlandı | , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Topluluk Önünde Etkili Konuşma

Topluluk önünde etkili konuşma sanatsal bir yetenektir, ders alarak ya da kitap okuyarak öğrenilmez, yaşayarak ve deneyerek kazanılır ve geliştirilir. Bununla beraber, işleri ve meslekleri gereği sunumlar yapmak üzere toplulukların karşısına çıkan insanlar, özellikle, politikacılar, eğiticiler, yöneticiler ve görüşlerine başvurulan uzmanlar ve danışmanlar için etkili konuşma becerilerine sahip olmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bu, kişisel bir ihtiyaç olmanın ötesinde karşılarındaki dinleyicilere saygının da bir gereğidir. Ayrıca, çok değerli fikirlere ya da bilgilere sahip insanların yalnızca etkili sunum becerilerine sahip olmadıkları için yeterince anlaşılamadıkları ve hak ettikleri değeri göremedikleri de acı bir gerçektir. Bu nedenle, bu becerinin olabildiğince insana olabildiğince erken yaşlarda kazandırılması gerekir.

Bir konuşmacı, her şeyden önce, kimlere hitap ettiğini bilmelidir. Dinleyicilerin yaşları, cinsiyetleri, eğitim düzeyleri, meslekleri, ilgi alanları ve beklentileri konuşmanın içeriğini, tonunu, dilini ve temposunu belirleyici olmalıdır. Bunları dikkate almayan bir konuşmacı, kim olursa olsun, etki yaratmayacaktır.

Okumaya devam et
Kişisel Gelişim, liderlik içinde yayınlandı | , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Vizyonun Özü: Çekirdek İdeoloji ve Gelecek Öngörüsü

Vizyon ulvi amaçlar bütünüdür, net ve çekicidir, bütün enerjiyi tek bir noktada odaklamayı sağlar, insanları birleştirir, bütünlük ve aidiyet duygusunu pekiştirir. Soyuttur, yoğundur, coşku ve enerjiyi artırır. Vizyon, organizasyonun ne olmak istediğiyle ve kendisini gelecekte nerede görmek istediğiyle ilgilidir. Vizyon belirlenirken mevcut koşulların, kaynakların ve becerilerin ötesini görmek gerekir. Bu nedenle, stratejik veya taktik düşünmenin ötesine geçebilen vizyoner liderliği gerektirir.

Vizyon, organizasyonun gelecekte nerede olmak istediğiyle ilgili bir cümle olarak açık ve net olarak ifade edilmelidir. Bunun temel amacı, organizasyonun gitmek istediği yönle ilgili iletişimi derinleştirmek ve bütün paydaşların beklentilerinin nasıl karşılandığını açıklayarak onların organizasyonu sahiplenmesini ve desteklemesini sağlamaktır.

Okumaya devam et
Stratejik Yönetim içinde yayınlandı | , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın