Sahiplenme duygusu, dürüstlük ve iyilik yapma isteği sağlam bir karakterin özünü oluşturur. Bunlara sahip olan insan, eğer bir de inandığı amaca kendini adamışsa karşı koyulmaz bir içsel güce erişmiş olur. Böyle bir insan, zorlukları yenme, gerilimlerle baş etme ve engelleri aşma anlamında son derece güçlüdür. Yüksek karakterin önemi, özellikle zor zamanlarda kendini daha iyi hissettirir. Yöntemler ve araçlar etkili olmasa bile sağlam karakter insanın yaşamını kendisi ve başkaları için çok daha kolay ve anlamlı kılar.

Sağlam karaktere sahip olmak için gösterilecek çaba insana yaşama ve çalışma sevinci verir, yaşamının kalitesini yükseltir ve standartlarını iyileştirir. Karakterini yükseltmek için çalışan bir insan, isteklerinin tümünü elde etmese bile o yönde ilerlediğini hissederek huzur, güven ve başarı duygularını pekiştirir.

Karakter bütünlüğüyle sağlanan saygınlık gerçekten değerlidir. Başkaca yollarla elde edilmiş saygınlıktan farklıdır ve çok daha kalıcıdır. Parayla, konumla, ilişkilerle ya da baskıyla elde edilen saygınlıklar yüzeyseldir, sahtedir ve geçicidir.

Sağlam karakterin temeli oluşturan sözlerdeki ve eylemlerdeki doğruluk ve dürüstlüktür. Bir insan nasılsa ya da nasıl olmak istiyorsa öyle görünmeli, özüyle ve sözüyle tutarlı olmalıdır. Bunu başaran insanlar önemli ölçüde saygınlık ve kalıcı bir güç elde etmiş olurlar.

Kendisine saygısı olan ve toplumun saygısını kazanmaya değer veren bir insan bu yönde çaba harcamalı, yaptığı işi ciddiye almalı ve işine yüksek karakterini katmalıdır. Dürüst ve adil davranışlarından ödün vermemeli ve bununla gurur duymalıdır.

Gerçek karakter sahibi bir insanda gelişmiş bir onur (izzeti nefis) duygusu vardır. Bu duygu onu bayağı davranışlarda bulunmaktan korur, sözlerindeki ve davranışlarındaki niteliği ve düzeyi yükseltir. O insan yalan söylemez, aldatmaz, işten ve sorumluluktan kaçmaz, doğru ve dürüst bir insandır, sözünde durur, sözüne güvenilir, çıkarları için onuruna leke sürdürmez. Yüksek etik değerlere sahiptir.

Sağlam karakterli insanlar gizli de olsa açık da olsa vicdan sahibi oldukları için dürüst davranırlar. Onlar, her şeyden önce, kendi vicdanlarına karşı sorumluluk duygusu taşırlar, başkaları için değil öncelikle kendileri için dürüstlüğe önem verirler.

Vicdan, insanın yaşamını ve karakterini biçimlendiren aktif bir güçtür. Zaman içinde onu yoğurarak tüm düşünce ve davranışlarını düzenleyen güçlü bir etkiye dönüşür. Vicdan olmaksızın karakter korumasız kalır ve dürüst olmayan davranışların çekiciliğine kapılır. Haklı gösterilse bile onur kırıcı bir davranış bir kez yapıldığında karakter değişimi başlar. İnsanın onur ve şerefini gölgeleyen davranış, başarılı olsun ya da olmasın, fark edilsin ya da edilmesin bu davranışı gösteren insanı artık değiştirmiştir. Kendisi davranışını haklı gösterecek ne kadar çok neden öne sürerse sürsün gerçekte gizli bir acı onu ele geçirmiştir. Bu insan eninde sonunda kendisini yargılayacak ve suçlayacaktır. Bu, karakteri zayıflayan insanın kaçınılmaz olarak yaşayacağı vicdan azabıdır.