Toplumsal ve kurumsal ilişkilerin temeli açık ve dürüst iletişimdir. İnsanlar, görüş ve düşüncelerini çekinmeden paylaşabildikleri, kendilerine ve karşılarındakine güvenerek iletişim kurabildikleri takdirde ilişkiler sağlıklı ve sürekli olacaktır.
Sosyal yaşamda ve iş ortamlarında yaşanan sorunların önemli bir kaynağı güven eksikliği nedeniyle açık ve dürüst iletişim kurulamamasıdır. İnsanlar bazen kişisel görüşlerini söylediklerinde tepkiyle karşılaşmakta, söylediklerine söyleyeceklerine pişman olmaktadırlar. Çoğu zaman da böyle bir endişe duydukları için açık ve dürüst iletişim kurmaktan ve gerçekleri konuşmaktan kaçınmaktadırlar.
Gerçekler bazen acı ve rahatsız edici olabilir, farklı görüşler hoşa gitmeyebilir. Görülmek istenmeyen, gizlenmeye çalışılan durumlar yaşanabilir. Dahası, çoğu insan kendi eksik ve zayıf yönlerini görmek istemez. Onlar, bazen bunu kendilerinden bile gizlerler. Önce inkâr ederler ve bir süre sonra buna kendileri de inanırlar. Diğer taraftan, kendilerini haklı, güçlü ve başarılı görmek ve göstermek için nedenler bulurlar ve bunları kanıtlayacak örnekler yaratırlar. Yaşadıkları durumları bu şekilde algılar ve yorumlarlar. Oysa çoğunlukla karşıdaki kişiler, yaşanan durumları, hataları ve kişisel zaafları daha tarafsız bir gözle görebilmektedirler.
Çoğu insan, acı ve rahatsız edici olan, karşısındakinin duymak istemediklerini ifade eden görüş ve düşüncelerini açık ve dürüst olarak ilettiğinde bunun bir saldırı olarak algılanacağını ve hoş karşılanmayacağını bilir. “İnsanlar eleştiriden hoşlanmazlar, özellikle bu eleştiri iş arkadaşlarından, aile üyelerinden, dostlarından, tanıdıklarından, tanımadıklarından ve diğerlerinden geldiğinde” şeklindeki bir söz aslında çoğu insanın eleştiriye açık olmadığını esprili bir şekilde özetlemektedir.
Oysa toplumsal ilişkilerde ve iş ortamlarında eleştiriye açık olmak, gerekli olduğu yerde ve zamanda eleştirmekten ve eleştirilmekten çekinmemek gerekir. Eleştiri kişisel gelişmenin ve başkalarını geliştirmenin etkili bir yoludur. Eleştirerek ve yapılan eleştirileri dikkatle dinleyip değerlendirerek neyin daha farklı yapılabileceğini, nelerin nasıl daha fazla iyileştirilebileceğini öğrenmek ve anlamak mümkündür.
Eleştirinin farklı tarzları, türleri, dozları ve dolayısıyla da farklı etkileri vardır. Kişilik özelliklerine yönelen, başkalarının yanında rencide eden, kişinin beklemediği bir anda donup kalmasına neden olan, umutlarını, heves ve heyecanını tüketen eleştiri, aslında art niyetli bir saldırıdır. Kişilere ve kişisel özelliklere yönelik ifadeler çoğu kez dedikodu, suçlama, şikâyet, duygusal taciz ve benzeri nitelikler taşır ve bunların eleştiri kültüründe yeri yoktur. Yıkmak, bitirmek ve yok etmek amacını taşıyan bu tür ifade ve davranışlar büyük olasılıkla giderek saldırganlığı ve tırmanan bir çatışma sürecini başlatır.
Gerçek eleştiri; yol gösterici, destekleyici, moral ve ilham veren, yapıcı, olumlu ifadeler içeren ve gerçek dostlar arasında olması gereken bir iletişim biçimidir. Böyle bir iletişim tarzına ortam yaratan anlayış, sağlıklı bir eleştiri kültürünün oluşmasına bağlıdır.
Eleştirileri, sağlıklı ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürekli besleme anlayışıyla yapabilme becerisi bir kültürdür. Bu kültür, eleştirilerin saygı ve nezaket kuralları içinde ve yalnızca durumlar, fikirler, davranışlar ve konular üzerinde yapılmasını gerektirir.
Eleştiri kültürü, aynı şekilde; iyi niyetli, yol gösterici, cesaretlendirici, iyileştirici ifadeleri ve önerileri içeren mesajları sabırla, anlayışla, dinleme ve bunlar doğrultusunda kendini değiştirebilme, geliştirebilme becerisidir. Burada önemli olan, eleştiri yapan kişiye değil eleştirilen konu, durum, davranış veya fikir üzerine odaklanmaktır.
Reblogged this on İK Dedektifi and commented:
Eleştiri kişisel gelişmenin ve başkalarını geliştirmenin etkili bir yoludur.