Kütüphanemden Seçmeler 1

Üniversite yıllarımda ailemle Cağaloğlu semtinde oturuyorduk. Beyazıt’a, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesindeki derslerime yürüyerek gidip gelirdim. Nuru Osmaniye Caddesi boyunca yürüyüp Kapalı Çarşı içinden geçerek Sahaflar Çarşısına çıkardım. Hem gidişte hem dönüşte burası benim durup, dakikalarca tezgahlar arasında dolaştığım, eski kitaplara dokunduğum, kokusunu içime çektiğim bir yerdi.
Sahaflar Çarşısı, o günlerde, eski ve okunmuş kitapların, gerçek sahaf tezgahlarında sergilendiği kutsal bir mekandı. Buradan, eve çok kitap, dergi, çizgi roman taşıdım. Özellikle, İngilizce öğrenmeme faydası olması için basit dille yazılmış kitapları ve satılmadığı için kapağın üstü kesilip sahaflara getirilmiş dergileri ve çizgi romanları alıyordum.
Yan yana, üst üste yığılmış kitaplar arasından seçip aldığım kırmızı kapaklı bir kitap, Frank ve Lillian Gilberth’i ve 12 çocuğunu eğlenceli bir dille anlatıyordu. Özellikle, İngilizce yeni sözcükler öğrenme amacıyla keyifle okuduğumu hatırlıyorum. Bu kitabın, klasik yönetim biliminin öncülerinden olan ve süreç analizi ve süreç iyileştirme çalışmalarını başlatan Gilberth ailesinin öyküsü olduğunu, o günlerde şüphesiz bilmiyordum.
Yıllar sonra, işletme yönetimi alanında kariyer seçimimi yapıp, üretim yönetimi konusunda dersler vermeye ve bir kitap yazmaya başladığımda Gilberth ailesi, hareket etüdü ve 18 hareket simgesini içeren Therblig alfabesiyle ile karşıma çıktı. Bugün, Klasik Yönetim Anlayışı olarak bilinen Bilimsel Yönetimin çok önemli temsilcileri olduklarını o zaman fark ettim. Yıllar sonra bu kitabı çok farklı bir gözle yeniden okudum ve kütüphanemin değerli bir parçası olarak sakladım. Kitap ilk olarak 1949 yılında yayınlanmış. Benim elimdeki baskı Ekim 1959 tarihini taşıyor.

Her ikisi de endüstri mühendisi olan Frank ve Lillian Gilberth, altısı kız, altısı erkek 12 çocuğu ile Montclair, New Jersey’de büyük bir evde yaşadılar. Bilimsel Yönetim danışmanları olarak fabrikalarda etkinliği artıran ve gereksiz hareketleri ayıklayarak verimliliği yükselten çalışmalar yaptılar. Evlerini de adeta bir Bilimsel Yönetim okuluna dönüştürdüler ve çocuklarına ev işlerini süreç şemalarına uygun olarak yapmayı öğrettiler. Frank Gilberth, ev işlerini yaparken filme aldığı çocuklarına en az hareketle en fazla işi nasıl yapacaklarını gösteriyordu. Evde yatak düzeltme, diş fırçalama, toz alma, ev süpürme, bahçe temizliği, parmaklık boyama gibi işlerin tümü hareket etüdü ilkelerine göre yürütülüyordu.
Frank Gilberth, her zaman gömleğini aşağıdan yukarıya doğru ilikliyordu. Çünkü yukarıdan başlayarak en alt düğmeye kadar ilikleme yedi saniye alırken aşağıdan yukarıya doğru üç saniyede bu iş bitiyordu. Tıraş olurken yüzüne iki fırça ile tıraş sabununu sürüyordu. Bir ara, iki tıraş bıçağıyla tıraş olmayı da denedi. Bu şekilde kırk dört saniye tasarruf ettiğini hesapladı. Ancak, bir süre sonra, tıraş bıçağıyla kestiği boğazına bandaj yapmak için iki dakika harcayınca bundan vazgeçti. Boğazını kestiğine değil iki dakika fazla zaman harcadığına yanıyordu.

Otomobilin yollara henüz yeni çıktığı ve “atsız araba” olarak tanımlandığı yıllarda, çocuklarını yanına alarak dolaşmayı, hatta danışmanlık yaptığı fabrikalara götürmeyi çok seviyordu. Yolda, kavşaklarda durduklarında etraftan meraklı gözlerle “nasıl bu kadar çok çocuğun var?” diyenlere “daha bunlar bir şey değil, sen evde bıraktıklarımı da görsen” diye cevap veriyordu. “Bütün bu çocukları nasıl besliyorsun” diyenlere de “bilirsin, düzinesi daha ucuza geliyor” diyordu. “Düzinesi daha ucuz” vecizesini, ücretli geçişlerde, sinemalarda, tren veya gemilerde bilet alırken de sıklıkla kullanıyordu.

Gilberth’ler, 18 sembollü Therblig (küçük bir değişiklikle Gilberth’in tersten okunuşu) alfabesini geliştirirken danışmanlık yaptıkları fabrikadaki “kafasını kaşımaya dahi üşenecek kadar tembel” işçiyi buluyor, onun hareketlerini izliyor, her hareketi bir sembolle ifade ediyor, her birinin aldığı süreyi hesaplıyor ve işin en az hareketle en kısa zamanda nasıl yapılacağını belirliyordu. Therblig, montaj hatlarının ve süreçlerin iyileştirilmesinde ve birçok eşya ve makinenin yeniden tasarımında doğrudan ya da dolaylı olarak etkili olmuştur.