Farklılıkları değerlendiren ve farklı insanlara potansiyellerini tam anlamıyla kullanma olanağı yaratan toplumlarda kadınlar, azınlıklar, din, dil, ırk, renk, kültür ve diğer farklılıkları olan tüm insanlar kendilerini daha huzurlu ve güvenli hissedeceklerdir. Zaman ve enerjilerini, işlerini ve ilişkilerini geliştirmeye yoğunlaştıracaklardır. Korku, endişe, utanma, suçluluk gibi olumsuz duygular yaşamadan fiziksel ve zihinsel sağlıklarını geliştirecek, daha yüksek moral, daha fazla yaşama sevinci ve çalışma isteğiyle topluma katkıda bulunacaklardır. Ait oldukları topluma sağladıkları katkı takdir edildiğinde de mutlulukları ve bağlılıkları daha da artacaktır.
Farklılıkların iyi yönetildiği toplumlardaki politikalar ve uygulamalar; insanların birbirine karşı açık ve dürüst davranmalarını, saygı ve nezaket göstermelerini, etkili iletişim kurmalarını ve dayanışma içinde olmalarını kolaylaştıracaktır. Bu toplumda insanlar daha az çatışma ve stres yaşayacaklar ve daha fazla ekip çalışması içinde olacaklardır. Böylece, işlerinde ve ilişkilerinde daha kolay ve hızlı sonuçlar alacaklardır.
Farklılıkların iyi yönetildiği toplumlarda insanlar, taciz, mobbing, önyargı, ayırımcılık, dışlanma, basmakalıp izlenimlerle değerlendirilme gibi olumsuzluklar yaşamayacaklar, bu endişelerden uzak bir şekilde yüksek performansla ve bağlılıkla çalışacaklardır. Ortamdaki olumlu iklim; yaratıcılığı, canlılığı, coşkuyu ve zenginliği artıracak ve bu da insanların iş tatminlerini ve verimli çalışmalarını pekiştirecektir.
Fiziksel ve zihinsel sağlıkları yüksek insanlar, olumsuz duygular beslemeyecek, çatışmacı ilişkilere girmeyecek, yaşamdan ve işlerinden soğumayacak, sorunlara kayıtsız kalmayacak ve büyük hatalar yapmayacaklardır. Dikkatlerini ve enerjilerini işleri üzerine yoğunlaştıracaklar, başarılı yenilikler yapmayı destekleyici bir ortamda özgüvenlerini besleyerek yaratıcılıklarını ve girişimciliklerini geliştireceklerdir. Bilgi, deneyim, fikir ve görüş alışverişine daha açık ve istekli olacaktır. Bu da toplumda entelektüel uyarıcılığı yüksek bir çalışma ortamının yaratılmasına katkı sağlayacaktır.
Bütün bunların yanı sıra, bu toplumlarda farklılıklardan kaynaklanan çatışmalar ve duygusal sorunlar daha az yaşanacağından yöneticiler kişisel sorunlarla uğraşmak zorunda kalmayacak ve daha stratejik önemi olan ciddi sorunlara ve gelişme/büyüme konularına odaklanacak zamanı ve enerjiyi bulacaklardır.