
Yönetimde delegasyonun öneminin ve yararlarının açıklıkla bilinmesine karşın, özellikle hiyerarşik yapıya sahip şirketlerde bazı yöneticilerin yetki devretme konusunda belirgin bir isteksizlik gösterdikleri ve açık ya da örtülü bir şekilde direnç sergiledikleri sıklıkla görülmektedir.
Bu direnmenin temeline, çoğunlukla bu yöneticilerin çalışanlarıyla ilgili olumsuz düşünceleri ve önyargıları yatmaktadır. Onlar, önemli görevlerini devrederlerse çalışanların işe gereken önemi vermeyeceklerini düşünürler, yeterli bilgi ve beceriye sahip olmadıkları için hata yapacaklarına inanırlar. Çalışanları yetersiz, deneyimsiz ve isteksiz olarak görürler. Görev delege ettiklerinde, sürekli bilgi vererek ve işin nasıl yapılması gerektiğini anlatarak zaman kaybedecekleri ve daha fazla yorulacakları endişesini taşırlar. Sürekli olarak, işi anlatmanın onu yapmaktan daha uzun süreceğini söylerler. Ayrıca, yapılacak hataların faturasının kendilerine çıkacağını ve hataları düzeltmek için çok daha fazla çaba harcamak zorunda kalacaklarını da sıklıkla dile getirirler.
Bu yöneticiler, olumsuz düşüncelerinin ve önyargılarının gerçek olması için adeta gizli bir çaba içinde olurlar. Görev delege ettikleri çalışanlarına sıklıkla müdahale ederler, gerekli-gereksiz kontrollerle onların dikkatini dağıtır ve morallerini bozarlar. Onların bazı hatalar yapmaları ya da başarısız olmaları durumunda da kanaatlerinin doğru çıkmasından gizli bir sevinç duyarlar, delegasyon yapmama konusunda haklı çıktıklarını adeta övünçle anlatırlar ve delegasyon yapmamaya devam ederler. Bu gerçekte, yöneticinin içine düştüğü bir kısır döngüdür ve çalışanların düşük performansının kendisinden kaynaklandığını görememektir.
Yöneticinin bu kısır döngüyü kırması için her şeyden önce öz disiplin geliştirmesi ve bazı olumsuz duygularını kontrol etmeyi öğrenmesi gerekir. Yöneticinin kendini aşırı önemsemesi, bencil olması, önemli ve hatta vazgeçilmez bir kişi olmak istemesi, gerçekte, kendisine, ekibine ve şirkete zarar veren olumsuz duygulardır. Yöneticinin öncelikle, bu duygularla baş etmeye karar vermesi ve gelişmek ve kariyer basamaklarında ilerlemek isteyen çalışanlarının ihtiyaçlarına duyarlı olmayı öğrenmesi gerekir. Bunu yapamadığında, onların gelişmesini engellediği kadar, kendi büyüme ve ilerlemesini de durdurduğunu fark etmelidir.
Ekiplerini yetkinliklere göre oluşturan, doğru ekip üyeleri seçen, onları eğitip geliştiren ve güvene dayalı ilişkiler kurmayı bilen yöneticiler, delegasyon konusunda herhangi bir endişe yaşamazlar. Çalışanlarıyla ilgili olumsuz kanaatlere sahip yöneticiler, genellikle ekip oluşturmada başarısız, başkalarını eğitip geliştirmede isteksiz ve güvene dayalı ilişki geliştirme konusunda beceriksiz olan yöneticilerdir.
Resim: Hannover Karikatür Müzesi