Günümüzün ekonomik, çevresel, sosyal, siyasal ve kültürel sorunlarıyla ve krizlerle baş edebilmek ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için yeni yollara ve kaynaklara çok acil ihtiyaç duyulmaktadır. Artık, emek, sermaye ve doğal kaynaklar gibi geleneksel büyüme kaynaklarının eskisi kadar etkili ve yeterli olamadığı ortadadır.
Ekonomik, sosyal, çevresel ve politik sorunların uygun şekilde çözülmesi, büyümenin ve refahın artırılması ve krizlerin çözülmesi açısından kritik önem taşıyan yeni güç kaynağı inovasyondur. İnovasyon, rekabeti zenginleştiren, ekonomileri çeşitlendiren ve yüksek katma değerli faaliyetleri geliştiren bir süreçtir. Ürünler, hizmetler, süreçler ve iş modellerinde yenilikler ve önemli iyileştirmelerle büyümeyi, istihdamı ve yaşam standartlarını geliştirme potansiyeline sahiptir. Günümüzde, büyümenin gelişmenin ve değişimin ana kaynağıdır. Endüstri 4,0’ın temelinde son dönemde birbiri ardına, hemen her alanda gerçekleştirilen inovasyonlar vardır.
İnovasyon olmadan krizlerle baş etmek, ekonomik, çevresel, sosyal, siyasal ve kültürel sorunları çözmek çok zor, çok maliyetli ve çok yavaş olacaktır. İnovasyon, çözümleri sağlayacak politikaların geliştirilmesine ve uygun yatırımların yapılmasına olanak sağlayacaktır.
Ancak, inovasyonlar niteliği gereği yıkıcıdır; bir ürünü, süreci, teknolojiyi, iş modelini tahrip etmeden gerçekleştirilemezler. Bir yenilik, bir şeylerin eskitilmesi, yıkılması, ortadan kaldırılması, yok edilmesi pahasına elde edilir.
Burada, bir inovasyonun bugünün mevcut ya da yeni bir ihtiyacını karşılarken gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini tahrip etmemesine özellikle dikkat edilmesi gerekir. İnovasyonun sürdürülebilir olması bu anlamda önemlidir.
Sürdürülebilir inovasyon, sosyal, çevresel ve ekonomik endişelerle bütünleştirilen bir dönüşüm sürecidir. İnovasyonun sürdürülebilirliğini amaçlayan şirketler, çevreleriyle beraber var olan bir pazar oyuncusu olduklarını; çalışanları, yatırımcıları, tedarikçileri, hükümet otoriteleri, sivil toplum kuruluşları ve benzerlerine dayalı olarak yaşadıklarını bilirler.
Sürdürülebilirliğe odaklanan şirketler, şirket kazanımlarını uzun dönemde en üst düzeye çıkarabilmek için bir sürdürülebilir inovasyon vizyonu yaratırlar. Toplum için sürdürülebilir inovasyonu kendi isimlerinin, imajlarının ve marka değerlerinin bir parçası yapmaları gerektiğinin de farkındadırlar.
Sürdürülebilir inovasyon için sürdürülebilirlik kültürü şirket çapında benimsenmeli, inovasyon da bunu elde edecek temel bir araç olarak ortaya konulmalıdır. Sürdürülebilirliğin ve inovasyonun tüm çalışanların düşünce ve davranışlarını etkileyen temel bir kültürel, hatta etik değer olarak görülmesi sağlanmalıdır. Bu kavramlar, birbirleriyle bağlantılı olarak şirketlerin DNA’sına işlemeli, çalışanlarının bütün düşüncelerini ve davranışlarını etkilemelidir.
Sürdürülebilir inovasyon, şirketlerin vizyonları ve kurum kültürleriyle yakından ilişkilidir. Uygun kültüre ve vizyona sahip olmayan şirketler bu süreçte başarılı olamazlar.
Bütün yönetim uygulamalarının özünde sürdürülebilir inovasyon vizyonu yer almalı ve bu vizyon tüm çevresel paydaşların beklentilerini öngörmeye ve karşılamaya temel oluşturmalıdır.
Gelecek, yöneticilerinin ve çalışanlarının akıllarında, yüreklerinde ve eylemlerinde sürdürülebilir inovasyon zihniyetini tutkulu bir şekilde içselleştirdiği şirketlerin olacaktır.