Kriz Dönemlerinde Yönetim

Olağanüstü doğa olaylarından kaynaklanan afetler dışında kalan tüm çevresel sorunlar, endüstriyel kazalar, sosyal ve siyasal bunalımlar, ekonomik dar boğazlar, teknolojik sorunlar ve benzerleri çok büyük oranda öngörülebilir ve önlenebilir durumlardır. Bu tür durumların şirketlerde ya da ülke düzeyinde krizlere yol açması yönetim hatalarının ve yöneticilerin yetersizliklerinin sonucudur. Yöneticilerin ilgisizliği ve bilgisizliği, ileri görüşlü olmaması, planlama alışkanlıklarının bulunmaması ve bütün bunlardan daha önemlisi sorumluluk duygusundan ve etik anlayıştan yoksun olmaları çoğu krizlerin ana nedenlerini oluşturmaktadır. Öngörme ve önleme mekanizmalarının yetersiz kalması nedeniyle yaşanan gerilim dönemleri ve panik anları kriz olarak nitelendirilir.

Yetenekli bir yönetici olmanın belki de ilk koşulu ileri görüşlü olmak ve gelişmeleri öngörerek gerekli eylemleri zamanında gerçekleştirmektir. Başarılı yöneticiler sorun çözmekten öte sorunların olmasını önleme konusunda yetkinlik geliştirirler. Onların başarısının ölçüsü, çözdükleri değil önledikleri olası sorunlar (ve krizler) olmalıdır.

Çoğu krizin yönetim hatalarından kaynaklandığı son derece açık olmakla beraber, yöneticilerin hatalarını kabul etmemeleri, kendileri dışında birçok neden gösterdikleri ve dış güçleri suçladıkları çok yaygın gözlenmektedir. Genellikle en suçsuz olanlar günah keçisi seçildikten sonra birçok sanal ya da gerçek kişi ya da kuruluş en ağır sözlerle suçlanmakta veya kader, talih, felek, alın yazısı gibi ifadelerle ilahi güçlere atıfta bulunulmaktadır. Kriz durumlarında sorumluluğu dış güçlere ihale edip kendini kurtarma, daha çok orta çağ zihniyetine ve orta doğu kültürüne özgü bir davranış olmaktadır.

Krizler yaşandığında izlenmesi gereken en doğru davranış, kontrolü ve sorumluluğu ele alıp; planlı, sistemli, akılcı ve soğukkanlı bir biçimde gereken eylemleri yerine getirmektir. Başarılı kriz yönetimi; etkili iletişimi, koordinasyonu, kontrolü ve etkin liderliği gerektirir. Kriz dönemlerinde insanların duyarlılıkları artar, duygusal tepkileri yoğunlaşır. Olağan dönemlerde anlayış gösterdikleri sözlere ve davranışlara çok daha sert tepkiler verebilirler.

Kriz döneminde yönetimin açık ve dürüst davranması, krizin insan boyutunu ekonomik ve teknik boyutlarından önde tutması, sorumluluklarından kaçmayarak saygınlığını ve güvenilirliğini koruması her şeyden daha önemlidir. İyi yönetilmeyen krizlerin en büyük faturalarından biri insanların yönetime olan güvenlerini kaybetmeleridir. Saygınlığını kaybeden bir liderin ve yöneticilerin kriz sonrası dönemde işleri çok daha zor olacaktır.

Kriz yönetiminin başarısı, insanların gönlünü ve güvenini kazanmanın yanı sıra ekonomik, teknik, yasal, siyasal veya sosyal anlamda iyileştirmelere fırsat yaratmasıdır. Krizler aslında yöneticilerin başarısızlıklarının sonucudur ve arzu edilmezler, ancak son derece öğretici olabilirler.  Bu olumsuz deneyimlerden ders almasını bilen ve bir daha benzer durumların ortaya çıkmamasını sağlayacak planlı değişimleri gerçekleştirebilen yöneticiler şirketleri ya da ülkeleri için gerçekten değerli yöneticilerdir.

Reklam
Bu yazı Yönetim içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.