Değişim Dönemlerinde Yöneticiler

değişim ve yönetici     Günümüzde, ekonomik, sosyal, teknolojik değişimlere bağlı olarak iş dünyasındaki değişimin hızı da giderek artmaktadır. Şirketler, çoğu kez bir değişimin etkilerini tam olarak kavrayamadan kendilerini tümüyle bir başka değişim sürecinin ortasında bulmaktadırlar. Geçmişte, değişimler kısa süreli bir rahatsızlık dalgası yaratır, ancak arkasından oldukça uzun bir kararlı çalışma dönemi gelirdi. Günümüzde artık bu kararlılık dönemleri yaşanmamakta; değişimlerin yarattığı karışıklıklar, çalkantılar birbirini izlemekte, süreklilik göstermekte ve etkileri büyük olmaktadır.

Değişikliklerin, şirketlerde çalışanlar tarafından benimsenmesi farklı hızda, farklı zamanlarda olmaktadır. Yenilikçiler, hemen her şeyi ilk deneyen kişilerdir. Onları erkenciler izler. Değişimi yönetenlerin çabalarını öncelikle bu gruplar üzerinde yoğunlaştırmaları ve bu gruplardaki insanları kazanmaları gerekir. Bazı insanlar asla değişmezler ve son derece inatçıdırlar. Bir şirkette gündeme gelen bir değişiklik eğer çalışanların yüzde beşi tarafından benimsenmiş ise bu o değişikliğin tohumlarının atıldığı anlamına gelmektedir. Eğer, çalışanların % 20’si değişikliği benimsemişse bu artık o değişikliğin durdurulamaz ve geri dönülmez bir şekilde yerleştiğini göstermektedir. Yenilikçiler ve erkenciler değişikliği kabul ettiklerinde değişimin gerçekleşmesi güvenceye alınmış olmakta, diğer insanlar da değişimi er ya da geç benimsemektedirler.

Değişim her şirkette tedirginlik ve tepki yaratır. Bu durum, özellikle değişimle baş etme konusunda deneyimi olmayan şirketlerde daha belirgin bir şekilde kendini gösterir. Değişim sürecinde farklı basamaklardaki yöneticilerin ve çalışanların tepkileri genellikle farklı olacaktır.

Çoğu şirkette, üst yönetim değişimin doğrudan etkilerini kontrol altına almada zor anlar yaşar. Onlar, genellikle değişimin çalışanları üzerindeki etkilerini tam ve doğru olarak tahmin edemezler. Zamanlarının çoğunu stratejik planlama toplantılarına katılmak, araştırma raporlarını okumak ve bilgi toplamakla geçirirler. Bu yöneticiler, iletişim kurmaktan ve kötü haber duymaktan kaçınırlar. Çünkü bilmediklerini kabul edemeyeceklerini düşünürler. Bu nedenle, kendilerini bilerek ve isteyerek âdeta izole ederler. Bir değişiklik duyurulduğu zaman çalışanların buna uymalarını beklerler. Eğer insanlar değişikliğe direnir ya da şikâyet ederlerse orta kademe yöneticilerini suçlarlar. Çalışanlar olumlu tepki vermedikleri zaman da genellikle kendilerini ihanete uğramış hissederler.

Orta kademe yöneticiler, üst yönetimin beklentileri doğrultusunda üzerlerinde “şirketi değiştirme” baskısını duyarlar. Farklı yönlere çekildiklerini hissederler. Bu yöneticiler genellikle çoklu önceliklere odaklanmak için ihtiyaç duydukları bilgiden ve yönlendirmeden yoksundurlar. Orta yerde yakalanmışlar ve adeta parçalara bölünmüşlerdir. Ellerinde açık talimatlar yoktur. Artık, mevcut yönetim yaklaşımlarına cevap vermeyen tedirgin, direnen ya da geriye çekilen çalışanlar tarafından kuşatılmışlardır. Kendilerini, üstleri tarafından terk edilmiş, suçlanan ve yanlış anlaşılan kişiler olarak görürler.

İlk kademe yöneticiler ise genellikle üst yönetim tarafından duyurulan değişiklikler nedeniyle kendilerini ihanete veya saldırıya uğramış hissederler. Çoğunlukla hazırlıksız yakalandıklarını düşünürler ve olanlara inanmak istemezler. Direnme, kızgınlık, hayal kırıklığı veya şaşkınlık ile tepki verirler. Tepkiler giderek “geriye çekilmek” duvarında katılaşır. Risk almaktan korkmaya başlarlar. Yenilikçi olmak ve yeni şeyleri denemek istemezler. Uzun süredir sürdürdükleri ve sağlıklı olduğuna inandıkları ilişkilerini, alışmış oldukları yapıyı ve önceden görülebilen kariyer ilerleme kalıplarını kaybetme deneyimini yaşarlar.

Şirketlerde değişim yavaş, pahalı ve zordur. Değişimin hızlı, acısız ve kolay olabileceğine inanmak büyük bir hatadır. Şirketler genellikle, yapacakları değişikliklerin rahatsız edici olmayacağına, düşük maliyetle ve kısa sürede uygulanabileceğine ve yönetim sorunlarını çözeceğini düşünmektedirler. Ancak göz önüne almadıkları yönetici tepkileri, aslında çoğu değişim projesinin başarısızlığının nedenini açıklamaktadır.

Bu yazı Stratejik Yönetim, Yönetim içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.