İnsanların gelecekle ilgili beklentilerini etkileyen ve biçimlendiren temel duyguların başında umut ve iyimserlik gelir. Bu duygu, aslında çoğu insan için çok derinde temel iki soruyla başlar. Bunlar; “bu yaşamın gerçek bir amacı ve anlamı var mıdır?” ve “ben niçin varım ve buradayım?” sorularıdır.
Yaşamın bir amacı olduğuna ve insanların önemli bir neden için var olduklarına inanıldığında umut gelişir. Bu inanç, bazı insanların dünyaya kalıcı bir isim veya eser bırakmak ya da en azından bir fark yaratmak gibi bir umuda sahip olmasını sağlar. Böyle bir duygu, onların istekle ve sevinçle yaşamlarını ve çalışmalarını sürdürmelerini sağlar.
Bazı insanlar, geleceğe daha geniş bir açıdan bakmanın yanı sıra yaşamın her boyutunun doğru ve aydınlık yanını görürler. Bu büyük ölçüde, nereye ve hangi amaçla bakıldığına bağlıdır. İnsanlar, neyi görmek isterlerse o yöne bakarlar ve neye inanmak isterlerse onu görürler. Aynı olayı izleyen iki kişinin birbirinden çok farklı şeyler görmesi son derece olağandır. Bir organizasyonda çalışan insanlar arasında olayların yalnızca aydınlık yönlerini görenler olduğu kadar yalnızca karanlık yönlerini, olumsuzluklarını görenler de vardır. Liderler, insanların organizasyonların geleceğine ve onun içinde kendi rollerine ilişkin umutlarının ve iyimserliklerinin derecesi üzerinde güçlü bir belirleyici etkiye sahiptirler.
İyimserlik yaşama derinlik ve zenginlik katan son derece önemli bir boyuttur. Daha fazla iyimserlik düzeyine sahip insanlar çok daha sağlıklı ve mutlu olurlar. İşlerinde daha büyük başarılar elde ederler. Daha uzun süreli ve mutlu ilişkiler kurarlar, içinde bulundukları topluluklara daha fazla katkıda bulunurlar.
Kendilerini iyi hisseden mutlu insanlar, daha yüksek hedefler seçerler, daha iyi performans gösterirler ve zor durumlarla daha iyi baş ederler, sıkıntılara daha fazla dayanırlar. Mutlu insanlar daha üretken olurlar ve daha fazla kazanç elde ederler.
İyimserlik belirli davranışların alışkanlık haline getirilmesiyle öğrenilir ve geliştirilir. Bunlar arasında; yaşamın olumlu yönlerine odaklanma ve kendisine katkıları nedeniyle diğer insanlara teşekkür etme gibi davranışlardan söz edilebilir. Şüphesiz, insanın sahip oldukları için şükretmeyi bilmesi, sahip olabilecekleri için çalışmaya devam etmesi ve sahip olmadıkları için dertlenmemesi iyimserliğin gerçek anahtarıdır.