Liderlik fark yaratmaktır. Liderler bazen gerçekten büyük fark yaratırlar; ekipleri, organizasyonları, toplumları hatta dünyayı değiştirebilirler. Ancak, liderliği doğru anlamak için kendi içindeki çelişkisiyle birlikte görmek gerekir. Liderlik iyi olma yönünde olağanüstü bir kapasiteyi barındırdığı kadar kötü olma yönünde de dikkat çekici bir potansiyeli içerir. Liderlik, birbiriyle çelişen bu iki yönüyle, yani iyi ve kötü yönleriyle birlikte ele alınmalı ve anlaşılmalıdır.
Barbara Kellerman 2004 yılında yayınlanan Bad Leadership (Kötü Liderlik) isimli kitabında liderlik konusuna ilginç bir yaklaşım getirmektedir. Liderlikle ilgili neredeyse tüm çalışmaların olumlu bir eğilimi paylaştıklarını, son yıllarda dünyada milyonlarca satan liderlik kitaplarının yüksek karaktere ve üstün yetkinliklere sahip insanların iyi liderler olacaklarını vurguladıklarına dikkat çeken yazar, gerçeğin her zaman böyle olmadığını ve liderliğin karanlık yüzünü görmek gerektiğini belirtmektedir.
Kellerman, kötü liderlik tiplerini öncelikle etkisiz liderlik ve etikten yoksun liderlik olmak üzere iki kategori altında toplamaktadır.
Etkisiz liderlik, arzu edilen değişimi yaratmakta başarısız kalan, özellikleri ve yetkinlikleri yetersiz olan, kötü stratejiler tasarlayan, kötü taktikler uygulayan ve sonuçlar elde edemeyen liderleri ifade etmektedir. Etkili liderlik için gerekli özelliklere ve becerilere sahip olmayan veya sahip olup da bunları kullanamayan liderler er ya da geç başarısızlığa mahkûm olurlar.
Etikten yoksun liderlik ise doğru-yanlış ayırımı yapamayan, ahlaka ve iyi davranışa ilişkin toplumsal kuralları tanımayan, kendi çıkarlarını her şeyden önde tutan insanları anlatır. Başkalarına iyi örnek oluşturabilecek kişisel özellikleri yoktur. İnsana ya da topluma yararlı olmak gibi bir endişeleri bulunmamaktadır. Sahip oldukları gücü, yetkiyi ve nüfuzu başkalarının ve toplumun yararına kullanmayı akıllarından bile geçirmezler. Etikten yoksun liderler kendileri gibi yandaşlar bulduklarında ve ortam da elverdiğinde bazı sonuçlar alabilirler. Ancak etkileri çok kısa ömürlüdür. Genellikle etik değerleri olmayan liderler aynı zamanda etkisiz liderlerdir.
Kötü liderliğin dinamiklerine ilişkin farkındalık geliştirmek, liderlerin hem etikten yoksun hem de etkisiz eylemlerini daha iyi anlamak açısından önemlidir. Ancak böylelikle, kötü liderliğin gücünü kontrol etmek ve zararlarını en aza indirmek için bir şeyler yapabilme olanağı bulunabilir.
Kaynak: İ. Barutçugil, Liderlik, Kariyer Yayınları, İstanbul, 2014