Stratejik başarı, şirket çapında açık bir şekilde duyurulan, anlaşılan, paylaşılan bir “yön”ün belirlenmiş olmasına bağlıdır. Bu, şirketin vizyonunun ve misyonunun doğru bir biçimde tanımlanmış olması anlamına gelir ve stratejik başarının temelini oluşturur.

Doğru bir şirket stratejisi; organizasyonun temel yetkinliklerine ve yeteneklerine dayanır. Strateji; birimler, bölümler, fonksiyonlar ve bireyler arasındaki içsel bağlantılardan sinerji yaratır.

Rekabetçi ve fonksiyonel stratejiler, firmanın paydaşlarını tatmin ettiği ve rekabet üstünlüğü sağladığı ölçüde başarılıdır. Stratejilerin potansiyel faydaları da doğrudan uygulamanın başarısına bağlı olarak değişecektir.

Şirketler, stratejilerini gerekli olduğunda değiştirebilme esnekliğine sahip olmalıdır. Strateji değişikliklerini zamanında ve doğru bir şekilde yapabilmek sağduyu ve yetkinlik gerektirir. Birçok şirket kendi bünyesinde bu yetkinliklere sahiptir. Ancak, çoğu kez onları etkili bir şekilde kullanamaz, başarılı bir şekilde uygulamaya taşıyamaz.

Bir sektörde paydaşların farklı bakış açıları ve farklı hedefleri olduğu için bir firmanın başarısını tanımlamak kolay değildir. Paydaşlar arasında performansı ve başarıyı tanımlama ve değerlendirme konusunda anlaşmazlıkların doğması kaçınılmazdır.

Çoğu sektörde rekabetçi çevre dinamiktir, riskler ve belirsizlikler içerir. Herhangi bir rakibin bir girişimi diğer firmalar üzerinde çeşitli etkiler yaratır ve onları tepki vermeye zorlar. Onların tepkileri de rekabetçi çevrede giderek süreklilik kazanan bir değişimler dalgasını başlatır.

Hemen her sektörde bazı şirketler diğerlerinden daha proaktif davranırlar. Rekabetçi çevreyi yönetme, yönlendirme konusunda daha hırslı olurlar. Bazıları da çevik yapıları ve işleyişleri nedeniyle daha hızlı tepki verebilme avantajına sahiptir. Bazı şirketler de kriz durumlardan yararlanma konusunda daha başarılıdırlar.

Rekabette önde olmak isteyen bir şirket, öncelikle rakiplerinin kimler olduğunu, nasıl başarılı olduklarını belirlemelidir. Kendi sektörlerinin ve pazarlarının rekabetçi yapısını anlayan ve doğru değerlendiren şirketler tehditleri ve fırsatları açıklığa kavuşturma konusunda daha iyi bir konumdadırlar.

Rekabetin her zaman ve yalnızca mevcut rakiplerden gelmeyeceği de unutulmamalıdır. Müşterilerin, tedarikçilerin ya da ikame ürün/hizmet sunan firmaların da sektöre girmesiyle yeni rakiplerin doğması olasılığı her zaman vardır. Bunlar, ciddi rekabetçi davranışlar sergileyebilir ve hatta bazı durumlarda rekabetin kurallarını yeniden yazabilirler.