Müzakere Kültürü

Çatışma, ilk anda olumsuz bir duyguyu akla getirir. Genellikle, istenmeyen sonuçların doğduğu, bir taraf kazanırken diğer tarafın kaybettiği ve güçlünün güçsüzü ezdiği bir süreç olarak algılanır. İyi yönetilmeyen ve ilkel davranışların ağır bastığı çatışmacı durumlar için bu doğrudur. Ancak, çatışmacı durumlarda tarafların yaklaşım tarzları doğru yönlendirilirse çatışma zarardan çok fayda sağlayan, yeni çözümlerin bulunmasına ve birlikte daha çok kazanmaya yardımcı olan bir sürece dönüşebilir. Çatışmaları her iki taraf için de olumlu sonuçlar alacak şekilde yönetmenin yolu ise müzakere sürecidir.

Müzakere, bir nedenle çatışmacı ilişkiler içine girdiğiniz kişilerin istekleriniz doğrultusunda düşünmelerini ve davranmalarını sağlamaya odaklanan bir süreçtir. Müzakere genellikle güçleri ve konumları denk taraflar arasında yürütüldüğünde anlam taşır. Taraflar arasında denge olmadığında müzakere süreci bir tarafın baskısı, zorlaması ve istediğini yaptırması ile sonuçlanabilir ya da en azından o şekilde yorumlanabilir.

Müzakere belirli bir kültür düzeyini ifade eder ve her iki tarafın olumlu tutum içinde olmasını gerektirir. Müzakere barışçıl çözüme inanmaktır. Zorlama, baskı, kaba kuvvet ve savaşı (sıcak ya da soğuk) bir çözüm yolu olarak görmemektir. Müzakere, duygusal zekâya en fazla ihtiyaç duyulan ve onun en yoğun olarak kullanıldığı bir platformdur. Kendini tanıyan, güçlü ve zayıf yönlerini bilen, duygularını kontrol edebilen, karşı tarafı anlayabilen ve etkileyebilen bir insan müzakere sürecinde etkili olacak ve sonuç alacaktır. Kendisinin ve karşı tarafın birlikte kazandığı arzulanan sonuçlar elde edilecektir.

Müzakereye yanaşmayan ya da süreci zora sokan taraf çoğu kez haksızlığını anlamış ve dolayısıyla müzakere yoluyla istediği sonucu alamayacağını düşünen taraftır. Saldırgan, sürekli aşırı kazanma hırsı içinde olan bencil insanlar da müzakereyi anlamsız bir zaman kaybı olarak görecektir. Ne pahasına olursa olsun kazanmak ve karşı tarafı bitirmek(!) isteyen bir insan, gerçekte düşmanlık, kin ve nefret duygularını harekete geçirdiğini ve uzun dönemde bunun bedelini ödeyeceğini bilmelidir. Kaybeden taraf bunun intikamını almayı, er ya da geç acısını çıkarmayı isteyecektir. Müzakere yoluyla çözüme kavuşturulmayan hemen her sorun uzun dönemde taraflar için istenmeyen üzücü sonuçlar doğurmuştur.

Bu yazı Farklılıkların Yönetimi içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.