Önyargı, bir şey ya da bir kişi hakkında belirli bazı özellikleri nedeniyle önceden karar vermek, ona karşı tutum belirlemek, tavır almaktır. Bu, olumlu ya da olumsuz bir tavır olabilir. Ancak, toplumlarda ve organizasyonlarda sorun yaratan ve bu nedenle özellikle ele alınması gerekenler kişiler ya da gruplar hakkındaki olumsuz önyargılardır.
Önyargı, kişiye ya da gruba yönelik olarak; cinsiyet, din, fiziksel yetenek, etnik köken, milliyet veya iş statüsü gibi temellere dayanan olumsuz duyguları ve hisleri de ifade eder. Önyargı, insanlar, gruplar veya varlıklar hakkında kişisel tiplemelere dayalı olarak zihinde önceden verilmiş olan karardır. Önceden bir kişiyi, grubu ya da varlığı konumlandırmaya yönelik bir tutumdur. Önyargılar, basmakalıp izlenimlere (stereotiplemelere) dayalı düşünceler etrafında oluşturulur.
Ayırımcılık, bir kişinin grup kimliğine dayalı olarak ona karşı önyargıların davranışsal olarak sergilenmesidir. Bu bireysel düzeyde olabileceği gibi organizasyon düzeyinde kurumsallaşmış bir şekilde de ortaya çıkabilir. Kavramsal olarak önyargılar ve ayırımcılık farklı görünse de yaşamda iç içe geçmekte ve birlikte ortaya çıkmaktadır. Ayırımcılık, önyargılara dayalı olarak hareket etmektir. Sözlü ve sözlü olmayan davranışı kapsar. Bir insanın önyargılı olup olmadığı, sözlerinden, beden dilinden ve eylemlerinden anlaşılabilir. Önyargılarla hareket etmek, organizasyonlarda dışlama, bölünme, iş kayıpları ve ilişki fırsatlarının kaybedilmesi şeklinde olumsuz sonuçlar verecektir.
İnsanlara önyargısız yaklaşmak, ötekileştirmemek, ayırımcılık yapmamak ve karşıdakini olduğu gibi kabullenmek, ilişki kurma isteğini ve iletişim becerisini destekleyecektir. İnsanları dinlemeye, anlamaya ve onları tanımaya çaba göstermek de sonuçta sonuçta karşılıklı güveni ve dostluğu geliştirecektir.