Farklılık gerilimi, farklılıklara sahip bireylerin, ekiplerin ya da toplumların etkileşiminden doğan stres, endişe, rahatsızlık veya acıdır. Açık bir çatışma veya şiddet değildir. Gerçekte farklılığın doğal bir yan unsurudur. Gerilim, farklılıkların yönetilmesine ilişkin çabaların değerlendirilmesinde sıklıkla başarısızlığın, yetersizliğinin bir işareti olarak görülür. Bu her zaman böyle olmak zorunda değildir. Farklılık olan yerde her zaman gerilim vardır. Bu gerilim, bazen sorunları daha hızlı ve etkili bir biçimde ele almak ve sonuçlandırmak açısından uyarıcı bir güç de olabilir. Bu nedenle, amaç gerilimi ortadan kaldırmak değil, ona rağmen sağlıklı karar verebilmek olmalıdır.
Farklılık uyumluluğuyla farklılık gerilimini eşanlı olarak gerçekleştirebilmek mümkündür. Aralarında önemli farklılıklar olan birçok insan paylaşılmış vizyon, misyon ve strateji etrafında uyumlu bir şekilde bir araya gelebilir ve ortak sahiplenme duygusuyla çalışabilir. Onlar, farklılık gerginliğine karşın doğru kararlar alabilirler. Bir tehdit algıladıklarında tedirgin olmak, kızmak, endişe duymak insanların doğasında vardır. İnsanlar, kendilerini güvende hissetmedikleri her durumda gerginlik yaşarlar. Cinsiyet, yaş, din, dil, ırk, etnik köken, sosyal grup ve benzeri farklılıklar insanları bir anlamda rahatsız etmektedir. Bu rahatsızlık ve tehlike algısı, insanın korunma içgüdüyle hızlı ve sert tepki vermesine neden olmaktadır. Stratejik farklılık yönetimi, doğal olan gerilimin önlenmesine yönelik bir çaba değildir. Bu gerilime karşın doğru karar verme yeteneğinin geliştirilmesiyle ilgilidir.
Kaynak: İ. Barutcugil, Farklılıkların Yönetimi, Kariyer Yayınları, İstanbul, 2011