Organizasyonlarda strateji belirlemeyle sağlanan yön duygusu çok önemli olsa da özellikle katı bir biçimde zorlandığında yaratıcılığı köreltir. Belirsiz ve hızla değişen bir dünyada, akışkanlık ve esneklik hassas bir stratejik pusuladan daha önemli olabilir. Bir strateji, kurum kültüründe içselleştirildiğinde tüm çalışanları dar kalıplar içinde düşünme alışkanlığına götürebilir. Bu aynı zamanda, organizasyonun kendisini çok dar bir biçimde tanımlamasına da neden olabilir.
Stratejik yönetimde bir sorun stratejinin yalnızca planlamayla ilişkili görülmesi ve analitik modellerden öteye geçilememesidir. Planlama, eylemin önüne geçmemeli, analiz yöneticiyi paralize etmemelidir.
Stratejik yönetim alanındaki birçok teori yalnızca kısa bir dönem için yaygın olarak bilinmiş ve benimsenmiştir. Birçok teori, ya bütünleşik bir strateji oluşturmaya yetmeyecek kadar dar bir alana odaklanmış ya da belirli özel durumlara uygulanamayacak kadar genel ve soyut kalmıştır. Gelip geçici modalar/hevesler/akımlar belirli teorilerin yaşam döngüsü üzerinde etkili olmuştur.
Bir teorinin uygun olmayan durumlara uygulanmaya çalışılması o teoriye zarar verilebilir, geçerliliğiyle ilgili endişeler uyandırabilir. Büyük farklılıklar gösteren durumlar dikkate alınarak kullanılan stratejilerin sınırlı kapsamı vurgulanmalı, durumsallık öne çıkarılmalıdır. Stratejilerin olması gerektiğinden çok daha fazla genelleştirilmesi büyük bir hatadır. Çoğu kez, başarılı stratejiler, her durumun özel koşullarına göre özel bir stratejinin tasarlanması gerektiğini anlamayan firmalar tarafından kopyalanmakta, taklit edilmekte, aynen uygulanmaya çalışılmakta ve sonuçta başarısız olarak nitelendirilmektedir.