Stereotipleme, insanları; varsayımlara, beklentilere ve deneyimlere dayalı olarak zihinsel anlamda gruplandırma ve sınıflandırmadır. Bazı insanların belirli grupların üyesi olmasının, onların aynı zamanda, o grubun temsil ettiği tüm karakteristik özellikleri paylaştığına inanılmasıdır. Böyle bir inanışın nedeni, kendilerine söylenenler veya öğretilenler olabileceği gibi, o grupla yaşanmış sınırlı sayıdaki deneyimler de olabilir.
Stereotipleme, bireylere bir grubun üyesi olmaları nedeniyle belirli davranış özelliklerinin atfedildiği algısal ve bilişsel bir süreçtir. Önyargıyla yakından ilişkili olmasına karşın, etkileri bakımından iki kavram arasında fark bulunmaktadır. Stereotipleme, grup hakkında zihinlerde depolanan bilginin ve kanaatin kişiye yüklendiği bir süreçtir. Önyargıda ağırlık, tutumlar ve duygusal tepkiler üzerinde olurken burada ağırlık grup kimliğinin sınıflandırılması süreci ve bu sınıfların varsayılan özellikleri üzerinde olmaktadır. Diğer bir fark ise önyargının azalmamasına (hatta artabilmesine) karşılık birlikteliğin süresinin ve yakınlığının artmasıyla stereotiplemelerin giderek azalabilmesidir.
Bir grup hakkında sabit, katı fikirlere sahip olmak kültürel anlamda olumlu ya da olumsuz tüm önyargıların temelini oluşturur. Stereotipleme, insanları bireyler olarak görmeyi engeller, onlar hakkında zihinlerde çoğu kez yanlış kavramların ve hükümlerin oluşturulmasına neden olur.
Stereotipleme, büyük ölçüde dünyayı basitleştirmek ve algısal-bilişsel süreçleri daha etkili kılmak için kullanılır. Stereotipleme, yaygın bir insan eğilimidir. Sosyal açıdan farklılıkların olduğu ortamlarda, insanlar, düzenli olarak, kişisel bilgileri sosyal kategorilere dayalı olarak zihinsel filtrelerinde işleme tabi tutarlar. Stereotipleme; cinsiyete, fiziksel yeteneğe, dine, milliyete ve etnik kökene dayalı olarak toplumlardaki ilişkileri ve ortak çalışma fırsatlarını da etkilemektedir.